Kırmızı rengi millet olarak severiz.
Hatta “kırmızı olsun beş kaat fazla olsun” diyerek de kırmızıya olan tutkumuzu açık açık ifade ederiz.
Bizim toplumumuzda pek çok renk yanında, kırmızının apayrı bir yeri, önemi ve gücü vardır.
Kırmızı ateştir, güneştir. Isıdır, ışıktır, hayattır.
Kırmızı gücün, kudretin, heyecanın, tutkunun olduğu kadar, cesaretin ve de tehlikenin İşaretidir.
Kırmızı semboldür…Bağımsızlığı, birliği temsil eder.
Kırmızının sihirli bir güç taşıdığına, tılsımlı olduğuna inanılır.
Kırmızı yemeni, kırmızı kuşak, al yazma, al bayrak….
Yüze sürülen allık… Lohusayı korkutan al karısı kırmızıdır.
Düğünde evin damına dikilen bayrak kırmızıdır.
Kıymet verdiklerimizi kırmızı mühürlü mumla davet eder…
Maçta oyuncuya kırmızı kart gösterir, oyundan atarız.
Anadolu’da bekar kızlarımız kırmızı renkli ayakkabı giyer, lohusalar başına kırmızı tülbent takarlar.
Kırmızı şal, kırmızı halı, kırmızı kilim en çok tercih edilen renklerdir.
Padişahların tahtı genelde kırmızıdır!
Kırmızı ışıkta durur. Kırmızı kayışlı davul çaldırırız.
“Para peşin, kırmızı meşin” deriz.…
Analar yiğitlerinin eline al kırmızı kınalar yakarlar,
Ağalar parmaklarına kırmız taşlı yüzükle takarlar.
Genç kızlarımız al kırmızı kolyeler tercih ederler.
Gelin evine kırmızı kurdeleli koçlar gönderilir.
Çeyiz eşyaları kırmızı kurdeleyle bağlanır.
Bir de kırmızı gelin kuşağımız var !
Kırmızı gelin kuşağı daha gelin kız evden çıkmadan; erkek kardeşi, kuzeni veya babası tarafından üç kez belden geçirilir, besmele ile bağlanır.
“İlk kuşak çevirmede, ‘’Allah mesut etsin’’, ikinci kuşak bağlamada ‘’Allah ayırmasın’’, üçüncü kuşak bağlamada ise ‘’Allah yuvanızı bozmasın’’ diyerek dua edilir.
Sonrasında gelin tüm aile büyüklerinin elini öper. Gelini evden çıkarırken de aile büyüğü dua okur ve gelin baba evinden çıkarılır.”
Bu kuşak bugün bekâretin, saflığın, temizliğin ve dul olmamanın simgesi olarak görülür.
Oysa sanılanın aksine kırmızı kurdele bekaret simgesi değil, Şamanizm’den bugüne miras kalan bir gelenektir. Kırmızı kurdele bağlamakla yeni kurulacak yuvanın etrafındaki kötü ruhlar kovulmakta ve uzaklaştırmaktadır. Kımızı kuşak bereketi, doğurganlığı sembolize etmektedir.
Ayrıca kırmızı kuşak bağlama, gelinin evinde gayretli ve kudretli olmasını dilemektir.
Anadolu’nun pek çok yerinde de; “Babalık velayeti, kardeş kuşağı, gayret kuşağı, Fatma ana kuşağı, kudret kemeri, kuvvet kuşağı, bel şalı, peygamber kuşağı, kızlık bağı, teğbet, şutik, soy kuşağı gibi adlarla nitelenen gelin kuşağı günümüzde daha yaygın olarak bekâret kuşağı olarak ifade edilmektedir”
Kımızı kuşak ne idi ne oldu?
Dün bereketi, doğurganlığı ifade etmek için bağlanan kırmızı kuşak, bugün zamanın akışı içinde değişti, bekâretin simgesi olarak karşımızda durmakta.