Gaziantep sanayisi ağır bir krizle boğuşuyor. Üretim yapan, istihdam sağlayan, ülkenin ekonomik çarklarını döndüren sanayiciler bugün hayatta kalma savaşı veriyor. Ama ne acıdır ki, bu savaşta onların yanında olması gerekenler, tam aksine onları köstekliyor.
Bankalar adeta dolandırıcılık düzeyinde uygulamalarla sanayiciyi tuzağa çekiyor. “Çekini gönder, sorgulayalım, kredi kullandırırız” deyip sonra çekin aslını istiyorlar. Sistemin işleyişi tamamen güven kırıcı. Sanayici borçlandırılmak için değil, batırılmak için bu sistemin içine çekiliyor.
Organize Sanayi Bölgelerinde çalışanlar maaşlarını alamadıkları için fabrika önlerinde eylem yapıyor. İşçiler, emeğinin karşılığını beklerken; sanayici, üretimi sürdürebilmek için her gün başka bir çıkmazla boğuşuyor. SSK priminde bir günlük gecikme bile banka kredisine engel oluyor. Hemen haciz, hemen bloke…
Peki siyasiler nerede?
Kendini Gaziantep’in temsilcisi olarak gören siyasetçiler, sadece parti toplantılarında, ihale törenlerinde, açılışlarda mı var? Hadi gelin, bir gün parti rozeti olmadan organize sanayiye gidin. Gerçek sanayicileri, devletten destek almadan ayakta kalmaya çalışan, üretmek için gece gündüz didinen o insanları görün. Dertlerini dinleyin, seslerine kulak verin.
Devletin sırtından geçinenlerle değil, devlete sırt olan sanayicilerle olun. Bugün hâlâ yeşil enerjiye yatırım yapan, karbon ayak izini düşürmeye çalışan, çevreye duyarlı üretim yapan onca insan var. Ama devlet bankaları, bu insanların önüne taş koyuyor.
Siyasetçiler artık ihalelerin değil, sanayicinin, üreticinin yanında olmalı. Bu ülkenin gerçek kalkınması, tabelalarda değil, fabrikalarda; reklamda değil, üretimde olur. Bu sese kulak verin.
ASLI ASLAN EMEKTAR
(İşin Aslı)